Adnan Menderes, yaşadıklarının ve gördüklerinin hakikat olduğuna inanamayıp rüyada olmayı diledi. Bütün vücudunun ağrıdığını, vurulan yerlerinin sızladığını hissedince anladı rüyada olmadığını. Derin bir nefes aldı ve nefesini bırakırken ard arda sordu. “Memleket nereye gidiyor?”
Adnan Menderes, yaşadıklarının ve gördüklerinin hakikat olduğuna inanamayıp rüyada olmayı diledi. Bütün vücudunun ağrıdığını, vurulan yerlerinin sızladığını hissedince anladı rüyada olmadığını. Derin bir nefes aldı ve nefesini bırakırken ard arda sordu. “Memleket nereye gidiyor?”
27 Mayıs 1960 Cuma.
Vakit seher vaktiydi. Bu güzel bahar gününde memleket, her hâli ile yeni bir güne hazırlanıyordu. İnsanlar ibadet etmek, işe gitmek veya bir yerlere yetişmek için acele ile evlerinden çıktıklarında cadde başlarında ve meydanlarda harekete hazır tanklar, müsellah askerler görünce şaşırdılar.
Onlar şaşkınlıklarını atlatıp olanlara mânâ vermeye çalışırken soğuk namlular üzerlerine çevrildi. Sokağa çıkma yasağının olduğu söylenerek hemen evlerine dönmeleri emredildi. Evlerinden çıkmaya hazırlananların yollarını da o sırada radyodan yükselen kaba, haşin, sert bir ses kesti.
“Sevgili vatandaşlar.
Bu gün, demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadi...
Devamını okumak için tıklayın