Devlet bize verilen adlarla bizi arayarak kapılarımızı kırıp evlerimizi basıyor. Yakalanmamızı başka, yargılanmamızı başka, ceza almamızı başka, verilen cezayı yatmamızı ...
Her birimiz evde pişen yemeğe kaşık sallayıp bir günü diğerine bağlarken, dakika dakika yoksullaştıkça, hayallerimiz de o oranda küçülerek ‘Bunlar gitsin de, ne olursa...
Biliyorsunuz zaten, sadece Selahattin Demirtaş değil içeride tutulan. Onu politik hayatında tanıyan, duyan, merak eden, kendi düşüncelerini onunla sessizce eşitleyen, kış...
Kısa boylu, zayıf ve bir o kadar da sessiz bir adamdı. Kısa boylu, zayıf ve bir o kadar da sessiz olan Nuri Amca, şehrin orta yerinde her yıl bir kere bütün ahalinin gözl...
Onlar gibi düşünüp davranmadığımız için her birimiz değil okuldan uzaklaştırma, sınıfta bırakılma anlarımızı, okuldan atıldığımız zamanları, geri dönüp asla telafi edemey...
Biri insanlığın ülke, kıta demeden her yer ve her renkte var olan bir cinsi; diğeri dünyanın bir bölgesinde dört ülke tarafından bölünmüş coğrafyada doğmuş bir ulusu. Her...
Normal bir günde, normal bir insan gibi uyanıyorum yeni güne. Çay, kahve, kahvaltı, haberlere göz atmak vesaire. Cami hocası olmadık bir anda başını balkondan evimizin ta...
Maden işçilerine...
Konuşulan yerde dudaktan çıkar çıkmaz bize, sistemle dertleri olanlara dokunmadan uçup giden bir dil mi, yoksa ulaştığı her yerde insan...
Beni gün diye saymışlar ömrüme. Seni ay, diğerini yıl diye sayıp duvarların gerisine koydular.
Uzağa, en uzağa, yolların gerisine, dağıtılmış hayatların ucuna att...
Onlar yılan değillerdi, ne kertenkele, ne kırkayak, ne de solucan...
Kuşlar gibi uçup, balıklar gibi suda yaşamayan; tanrılara göre kul, devletlere ...
Dünya gövdesi ve dünyayı kanatları altına almış dallarıyla kocaman bir ağaçsa, her birimiz gibi Hıdır da o ağacın bir yaprağıydı. Mevsimi geldi ağaç yaprağını yere bırakt...
Annem ve arkadaşlarını yazlık sinemaya götürdüğümün ertesi günü, kadınlar kendi aralarında ‘Film başlarken ağlamaya başladım, film biterken ağlayarak çıktım sinemadan.’ y...
Bizi sürdükleri bir cephede, işe giderken ansızın bir sokakta, bir yürüyüşte patlayan bir sloganın ardından düşen tetikle öldürülmek ya da öldürülecek olmak hayatımıza bi...
Bir savaşın tarafları, tarafların taşıdıkları bayraklar, konuştukları dil, haritada kapladıkları alan hiç önemli değildir. Bir savaşta ilk önce orada yaşayanlar yaşama um...
Olağanüstü haller normalleştikçe bir müddet sonra bir kısmımız tepki gösterir halde kalsa da, geriye kalanların büyük çoğunluğu istemeye istemeye de olsa o yasaklı hale a...
Hayal varken, şen şakrak yaşamak varken, bir günden diğerine tasarlamadan geçmek varken; bir günü diğerinden, bir mevsimi diğer mevsimden, bir insanı diğer insandan ayırm...
Şimdi yağmur yağsın! Örtsün gözyaşlarımı ya da gök gürlesin, şimşek çaksın. Öfkemi, kırılmamı, ter gibi yüzümden akan kederimi doğal bir hal olarak göstersin. Başka ne iş...
İnsan dağla, başını alıp gitmekle, gurbetle, yakasına asılmış acılarla, gözlerinde kalmış yurduyla, hep geleceğe ertelediği hayallerle tamamlamasın kendini. İnsan insanla...
Çok içeride kaldık, kendimizden de dışarı adım atarak çıkıp gidelim. Sadece evden çıkıp gitmekle kalmayalım. Ölümün övülerek yüceltildiği, hayatın gittikçe anlamın...
İnsan yüzü ki en eski alfabedir. Yüzümüze bakanların harabeye çevrilmiş geçmişimizle değil, hayal ve umutla beslediğimiz geleceği okusunlar yüzümüzde.
...