Maalesef ki ülkemizdeki mevcut muhalefet, iktidara “sen önce bunu demiştin, şimdi bunu diyorsun” demenin ötesine geçemeyecek kadar sığ. “Kaşıkçı’nın katillerinden hesap soracaktın, şimdi de onu misafir ediyorsun” mealindeki açıklamalar da bu sığlığın yeni bir tezahürü. Muhalefete bakarsanız sanki Kaşıkçı’nın canice öldürüldüğü unutulmuş, sanki katiller affedilmiş, sanki bu eylem meşru kabul edilmiş sanırsınız. Oysa failler ülkesinde idam cezasına çarptırılmış, Kaşıkçı’nın oğulları tarafından katillerin affedilmesi üzerine de idam cezaları 20 yıl hapis cezasına çevrilmiş durumda.
Maalesef ki ülkemizdeki mevcut muhalefet, iktidara “sen önce bunu demiştin, şimdi bunu diyorsun” demenin ötesine geçemeyecek kadar sığ. “Kaşıkçı’nın katillerinden hesap soracaktın, şimdi de onu misafir ediyorsun” mealindeki açıklamalar da bu sığlığın yeni bir tezahürü. Muhalefete bakarsanız sanki Kaşıkçı’nın canice öldürüldüğü unutulmuş, sanki katiller affedilmiş, sanki bu eylem meşru kabul edilmiş sanırsınız. Oysa failler ülkesinde idam cezasına çarptırılmış, Kaşıkçı’nın oğulları tarafından katillerin affedilmesi üzerine de idam cezaları 20 yıl hapis cezasına çevrilmiş durumda.
Yine bizdeki muhalefet, iki ülke ilişkilerinin işlenen bir suça mahkûm edilebileceğini düşünecek kadar diplomasi cahili. Bu mantıkla bakarsanız, Nazi yönetiminde milyonlarca insanın ölümünden sorumlu olan Almanya’nın dünyadan tecrit edilmesi gerekmez miydi? Ancak Almanya, Dünya Savaşının ertesinde kurulan AB’nin başat gücü konumunda ve karşı cephede savaştıklarıyla ittifak içinde. Hatta bir biriyle s...
Devamını okumak için tıklayın