Dün 24 Kasım Öğretmenler Günü’ydü…
Dün 24 Kasım Öğretmenler Günü’ydü…
Hani şu, geliri yoksulluk sınırının bile altında seyreden, öğretmenlik yanında bulabilirse şayet her türlü ikinci hatta üçüncü işleri yapmaya mecbur, yaklaşık bir milyonu uzun yıllardır atama bekleyen, bir kısmı beklemekten vazgeçip mesela polis olan, şehit olan öğretmenlerden söz ediyorum!..
Her yıl olduğu gibi dün de en büyük Türk büyükleri cafcaflı açıklamalar yaptı, kutlamalar yapıldı, öğretmenliğin ne kadar da kutsal olduğuna dair nutuklar atıldı. Sonra? Sonra, defter 365 günlüğüne, bir sonraki yılın 24 Kasım’ına kadar kapatılıp rafa kaldırıldı…Hadi bakalım, evli evine köylü köyüne marş marş!..
–Diğer bir deyişle 365 gün “aynı tas aynı hamam!..”
Bir diğer deyişle de, nafile cinsinden “atama” beklemeye, yoksullukla boğuşmaya, hayata tutunmak için çabalamaya devam!..
Mesela sizin “uzaktan eğitim” adı altında yaşanan kara komedi esnasında internet çekmediği için yüksek bir yere çıkarak öğrencilerine ulaşmak iste...
Devamını okumak için tıklayın