Ayakta durabilmek için, bir zamanlar “onurlu çıkışlar” yaptıkları devletlerle, saraylarla “onuru boşvermiş dostluk” bile yapıyorlar…
Ama kendi halkının bir kısmına nefret ve düşmanlıktan vaz geçmiyorlar.
Ayakta durabilmek için, bir zamanlar “onurlu çıkışlar” yaptıkları devletlerle, saraylarla “onuru boşvermiş dostluk” bile yapıyorlar…
Ama kendi halkının bir kısmına nefret ve düşmanlıktan vaz geçmiyorlar.
Farklılıklara saygı filan diyerek geldikleri iktidarın son bölümünü, tüm farklılıklara, bir dizi mağdura, ötekileştirilmişe saldırarak idrak ediyorlar, idrak yoksunluğuyla. Cumartesi Anneleri’ne de, “Onur Yürüyüşü”ne de.
“Bu işleri iyi bilen” bir kaçak, isim isim uyuşturucu ve benzeri kombinasyonları, iktidara uzanan yanlarını iddia iddia sıralıyor ve bu kokuşmuşluğa, bu kanlı, paslı pisliklere karşı tek adım atamazken, kapı kapı insan toplamaya devam ediyorlar.
Kendi kurucularını tasfiye etmiş parti, devletten medyaya, çoğu “devşirme” korucularıyla iktidara yapışmaya çabalıyor, itibara değil.
AKP’nin yolculuğunun son virajları, çürümenin ve mütemmim cüzü olan nefret-hiddet seferberliğinin süfli örnekleriyle dolup taşıyor artık.
Hikmet-hükümet-...
Devamını okumak için tıklayın