Bugünlerde heves üstüne çok düşünüyorum. Beni hep kendine çeken ve hep biraz da mesafeli olmaya çalıştığım bir kavram. Çok güzel, çok uçucu, hep “iki anlamlı”, bıçak ucu.
Bugünlerde heves üstüne çok düşünüyorum. Beni hep kendine çeken ve hep biraz da mesafeli olmaya çalıştığım bir kavram. Çok güzel, çok uçucu, hep “iki anlamlı”, bıçak ucu.
1- İstek, eğilim, arzu, şevk
2- Gelip geçici istek.
İlki pek güzel, pek gerekli, hayatta pek çok şeyin hem başlatıcısı hem de sürdürücüsü. Ama gelip geçmemesi, uçup gitmemesi için tutkuya dönüşmesi gerekiyor, bu da müthiş bir direnç ve inanç gerektiriyor. Dış koşullara olabildiğince az bağlı cinsten bir inanç. Her şeyin bu kadar dışsallaştığı, süreksizleştiği, tutarsızlaştığı bir dünyada da bu öyle zor ki.
İnsanın trajedisi de gücü de, hayatta mutluluğun da mutsuzluğun da hep başka insanlara bağlı oluşundan geliyor. Sadece insanlar değil, çevre, koşullar, ülke, dünya, el birliğiyle heves öğütücü gibi çalışmakta pek mahir. Hevesleri tutkulara dönüştürmek için kolaylıkla uçup gitmeyecek temel yakıtı bulmak gerek. Bana göre o da hakikate ulaşma arzusu. Adaletin yerini bulabileceğine, yarının...
Devamını okumak için tıklayın