“Arada bir unutmayan kişi ölçüsüzlük, yorgunluk ve bellek geriliminden ölür. (Werther gibi).” Roland Barthes, çok sevdiğim “Bir Aşk Söyleminden Parçalar”da arada bir unutmanın kalbin atmaya devam edebilmesinin, hayatta kalmanın koşulu olduğunu söylüyor. Kastettiği aşk acısı ve aşığın konsantrasyonu tabii, bugünkü hayatımızdan giderek eksilen şey… Aşığın hayatta kalabilmek için arada bir kalbini dinlendirmesi gerekiyor. İnsanı her cepheden sıkıştıran, boğan, tüketen ülke atmosferinde ise, tam aksine, kalbimizin atmaya devam edebilmesi için arada bir hızlanması gerekiyor. İşte Tarkan son şarkısı “Geççek”le bize bunu verdi bence, ben kendisinden razıyım!
“Arada bir unutmayan kişi ölçüsüzlük, yorgunluk ve bellek geriliminden ölür. (Werther gibi).” Roland Barthes, çok sevdiğim “Bir Aşk Söyleminden Parçalar”da arada bir unutmanın kalbin atmaya devam edebilmesinin, hayatta kalmanın koşulu olduğunu söylüyor. Kastettiği aşk acısı ve aşığın konsantrasyonu tabii, bugünkü hayatımızdan giderek eksilen şey… Aşığın hayatta kalabilmek için arada bir kalbini dinlendirmesi gerekiyor. İnsanı her cepheden sıkıştıran, boğan, tüketen ülke atmosferinde ise, tam aksine, kalbimizin atmaya devam edebilmesi için arada bir hızlanması gerekiyor. İşte Tarkan son şarkısı “Geççek”le bize bunu verdi bence, ben kendisinden razıyım!
Şarkının isminin dilbozan muzipliğini zaten baştan sevmiştim. En güçlü, sabırlı, sinirleri çelikten insanların bile bazen tek ihtiyacı, yalan da olsa kulağına “her şey çok güzel olacak” diye fısıldanmasıdır. Birinin bize adaletsizliğinden ayrı belirsizliğinden ayrı yıldığımız, hayatın anlamını aramakla dümdüz hayatta kalmak ara...
Devamını okumak için tıklayın