Oyunlar, hem kendi çocukluğumuzla hem de başkalarının çocukluğuyla ilişki kurmanın en iyi yolu. İki insanın birbirini tanıması, iki çocukluğun birbirini tanıması belki de. Maskeler, roller, çok iletişimli iletişimsizlikler içinde bugünlerde en çok yitirdiklerimiz arasında, oyunlar oynamanın ve birlikte bir şeyler yaratmanın sağladığı bu dolaysız karşılaşma hâli var.
Oyunlar, hem kendi çocukluğumuzla hem de başkalarının çocukluğuyla ilişki kurmanın en iyi yolu. İki insanın birbirini tanıması, iki çocukluğun birbirini tanıması belki de. Maskeler, roller, çok iletişimli iletişimsizlikler içinde bugünlerde en çok yitirdiklerimiz arasında, oyunlar oynamanın ve birlikte bir şeyler yaratmanın sağladığı bu dolaysız karşılaşma hâli var.
“Kendimizi bir kurmacanın içine yerleştirmek çok önemli. Bu, aşkla, sevgiyle de alakalı. Çünkü bana göre sevmek, birlikte bir şeyler yaratmaktır.” Son dönemlerin en etkileyici yönetmenlerinden Céline Sciamma, Küçük Anne filmiyle ilgili bu güzel söyleşide, çok etkilendiğim bu sevgi tanımını yapıyor. Filmlerinde aynı mekânda, birbirlerini resmeden, oynadıkları çeşitli oyunlarda türlü rollere bürünen, çoğunlukla çocuk ya da genç karakterler, hayatın acıları, kayıplar, yas, belirsizlik gibi durumlarla başa çıkmanın bir yöntemi olarak “oyun”u kullanıyor.
Günümüz ilişkilerinin toksik yapıs...
Devamını okumak için tıklayın