Edebi kanon denilen milli edebiyat külliyatına bakacak olursanız yerli yazar sayısı epey az. Milli eğitim müfredatında bize hep bu bir avuç yazarın metinleri okutuluyor. Hakikaten bu kadar az mı yazar yetişti bu topraklarda? Edebi kanon, bir ulusun kurucu resmi tarih anlatısını, dolayısıyla hâkim paradigmayı desteklediğinden ve kültürel sermayenin de önemli bir parçası olduğundan bu külliyata dahil edilecek yazarlar ve eserlerinin titizlikle seçilmesi gerekiyor. Kayda değer kısmı rejimin organik aydınları tarafından yazılan ısmarlama metinlerden oluşan, eleştirel ve çoksesli olmayan bir kanon Türkiye’nin uluslaşma sürecinde kurucu kadronun elini güçlendirmişti. On yıllardır süren iktidarında kültürel iktidarı tesis edememekten müşteki AKP, Kemalist rejimin edebi kanonunu farklılaştırmak çabasında. Muhafazakâr ve İslami gelenekten yetişen yazarların yapıtlarını milli eğitim müfredatına dahil etmek; Cumhurbaşkanlığı ödülleri dağıtılırken bu yazarların hayatta olanlarına veya aynı gele
Edebi kanon denilen milli edebiyat külliyatına bakacak olursanız yerli yazar sayısı epey az. Milli eğitim müfredatında bize hep bu bir avuç yazarın metinleri okutuluyor. Hakikaten bu kadar az mı yazar yetişti bu topraklarda? Edebi kanon, bir ulusun kurucu resmi tarih anlatısını, dolayısıyla hâkim paradigmayı desteklediğinden ve kültürel sermayenin de önemli bir parçası olduğundan bu külliyata dahil edilecek yazarlar ve eserlerinin titizlikle seçilmesi gerekiyor. Kayda değer kısmı rejimin organik aydınları tarafından yazılan ısmarlama metinlerden oluşan, eleştirel ve çoksesli olmayan bir kanon Türkiye’nin uluslaşma sürecinde kurucu kadronun elini güçlendirmişti. On yıllardır süren iktidarında kültürel iktidarı tesis edememekten müşteki AKP, Kemalist rejimin edebi kanonunu farklılaştırmak çabasında. Muhafazakâr ve İslami gelenekten yetişen yazarların yapıtlarını milli eğitim müfredatına dahil etmek; Cumhurbaşkanlığı ödülleri dağıtılırken bu yazarların hayatta olanlarına veya aynı gele...
Devamını okumak için tıklayın