Bazen bir taşa takılıp tökezleriz bazen bedenimiz bize oyun oynar, başımız döner, ayaklarımızın altından yer çekilir: Vertigo. Bazen tarih bizi geri çağırır, faşizmle, Nazi Almanya’sı ile yüzleştirmek için ve araya bir sanatçı girer: Gunter Demnig ve ‘Tökezleme Taşları’.
Bazen bir taşa takılıp tökezleriz bazen bedenimiz bize oyun oynar, başımız döner, ayaklarımızın altından yer çekilir: Vertigo. Bazen tarih bizi geri çağırır, faşizmle, Nazi Almanya’sı ile yüzleştirmek için ve araya bir sanatçı girer: Gunter Demnig ve ‘Tökezleme Taşları’.
Vertigonun her bir çeşidi misali ‘tökezleme’ de geçici bir denge kaybına yol açar. Kısa bir an yere daha bir yaklaşır, sonra toparlanırız. Sanatçı Gunter Demnig, bu gözlemi gündelik hayatın içinde bir yüzleşme seremonisine dönüştürdü nicedir. Almanya’dan Belçika ve Fransa’ya, Hollanda’dan Hırvatistan, Norveç, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ne yirmiye yakın Avrupa ülkesinde, 50 bini aşkın tökezleme taşı var günümüzde.
‘Tökezleme Taşları’ yolda yürürken bir taşa takılmaktan öte bir hissiyat veriyor deneyimleyenlere: Her bir taşta Nazi döneminde katledilen veya sürülen bir mağdurun adı yazılı. “Burada yaşıyordu”. ‘Yüzleşmeye’ dair en yaygın, somut, bir o kadar da gündelik hayatın içinde bir deneyim. Ya bizim ...
Devamını okumak için tıklayın