Memleketin dört bir yanından çığlıklar yükseliyor. Sosyal medyada elektrik, doğalgaz faturasını paylaşan paylaşana... Ödenmesi güç faturalar, yoksulluğun kapkara resmi... İnkâra yer bırakmayacak denli sahici... Her şey ateş pahası. Ekmek kuyrukları metrelerce uzuyor. İşsizlik almış başını gidiyor, güvencesiz çalışma artıyor. Mahalle kültürü ve dayanışma ağları da açlığa dönüşen yoksulluğu görünür olmaktan çıkaramıyor. Yeşilçam klişeleri, “fakir ama gururlu gençler” söylemleri böyle büyük bir toplumsal fakirleşme karşısında iç acıtıcı oluyor. Sofrada gülümseyerek soğan ekmeğin katık yapıldığı Neşeli Günler filmlerinin mutlu yüzleri uzağımızda... Artık birincil dert, hayatta kalmak için karın doyurmak. Tıpkı Nâzım’ın “Açlık Ordusu Yürüyor” şiirindeki gibi gece aç yastığa baş koyanların sayısı artıyor: “Açlık ordusu yürüyor/ yürüyor ekmeğe doymak için/ ete doymak için/ kitaba doymak için/ hürriyete doymak için...”
Memleketin dört bir yanından çığlıklar yükseliyor. Sosyal medyada elektrik, doğalgaz faturasını paylaşan paylaşana... Ödenmesi güç faturalar, yoksulluğun kapkara resmi... İnkâra yer bırakmayacak denli sahici... Her şey ateş pahası. Ekmek kuyrukları metrelerce uzuyor. İşsizlik almış başını gidiyor, güvencesiz çalışma artıyor. Mahalle kültürü ve dayanışma ağları da açlığa dönüşen yoksulluğu görünür olmaktan çıkaramıyor. Yeşilçam klişeleri, “fakir ama gururlu gençler” söylemleri böyle büyük bir toplumsal fakirleşme karşısında iç acıtıcı oluyor. Sofrada gülümseyerek soğan ekmeğin katık yapıldığı Neşeli Günler filmlerinin mutlu yüzleri uzağımızda... Artık birincil dert, hayatta kalmak için karın doyurmak. Tıpkı Nâzım’ın “Açlık Ordusu Yürüyor” şiirindeki gibi gece aç yastığa baş koyanların sayısı artıyor: “Açlık ordusu yürüyor/ yürüyor ekmeğe doymak için/ ete doymak için/ kitaba doymak için/ hürriyete doymak için...”
Kötünün daha kötüsü, dibin daha dibi var. Gencecik bir nesil göz ...
Devamını okumak için tıklayın